Yaklaşık 1 aydır elimi eteğimi çektim her şeyden. Ne okula gittim, ne doğru düzgün arkadaşlarımı gördüm, ne buraya yazdım. Fakat artık bu döngüyü kırıyorum. En azından buraya yazmama döngüsünü.
Güzel bir hafta sonunu bitirmiş bulunuyorum. Cuma ve cumartesi günü arkadaşa evci çıktım. Cuma bir şey yapmadık, Quick China'dan yemek söyleyip bir sürü film izledik. Hatırladıklarım The Vow, Hairspray, Charlie and The Chocolat Factory. Son ikisini izlemiştim ben ama filmler o kadar eğlenceli ki, bir kere daha izlemekte bir sakınca görmedim. Bu arada sonuncu filmin adını yazarken fark ettim, acaba bizde "ve" bağlacının hep küçük harfle başlaması gibi İngilizce'de de "and" küçük mü yazılıyordur? Neyse, öğrenirim bir ara.
Cumartesi de yine akşama kadar evdeydik. Kahvaltı, film izleme falan derken vakit geçti. Akşama biri bff olmak üzere iki arkadaş daha geldi. Jolly Joker'e Mor ve Ötesi konserine gittik.
Gitmeden önce içtik ki içkiye az para verelim. Yeşil elmalı votka aldık ve çok sevdik. İçkinin de etkisiyle neşemiz çok yerindeydi. Mekana güle oynaya geldik.
Jolly Joker'i çok sevdim. Sahnesi iyi, ışıkları iyi, ses düzeni çok iyi. En arkadan bile gayet güzel görünüyor her şey. Mor ve Ötesi'ne karşı özel bir ilgim olmadı şimdiye kadar. Radyoda ya da mekanlarda dinlediğim kadarıyla birkaç şarkısını biliyordum. Fakat konserlerinden sonra onları dinlemeyerek çok şey kaçırdığımı fark ettim. Bir ara kendimi ağzım açık ayran budalası gibi Harun'a bakıp hiç kıpırdamadan şarkılarını dinler halde buldum. Hipnotize olmuş gibiydim. Şarkılarını her şeyiyle, sözüyle müziğiyle çok beğendim. Yeni albümlerinden de çaldılar. Şarkıları genel olarak iyiydi, özellikle Eski Şarkısı diye bir şarkılarını çok beğendim.
Yerimiz iyiydi. Zaten en arkada olsak da güzel görürdük, çünkü dediğim gibi sahnenin konumlandırılması iyiydi. Evet, bu fotoğrafta bff ile ben varız. Arka planda da Harun görülebilir :) Sonlara doğru bir baktım ikinci sıradayım. Grubun basçısı Burak'ın tam önündeydim. Çok sempatikti, ben de gözümü diktim ona sırıtmaya başladım. Bir ara gözü bana kaydığında da ona elimle öpücük attım. Gözlerini kırparak bana tepki verdi sevimli adam :)
Konser 2 gibi bitti, biz de Passage'a yürüdük. Tabi o kafayla normal gelmişti ama o saatte dört kız Kocatepe'nin oradan Kızılay'a yürümek pek akıl işi değil aslında. Passage'da da bir güzel eğlendik ve eve döndük.
Bugün öğlen uyandık. Kahvaltı ve muhabbetin ardından bu sefer bff'in arkadaşlarının yanına Bestekar'a gittik. Gittiğimiz yerin adı Bomonti idi. Çok güzel bir yer ama garsonlar yönünden biraz talihsizdik. Sekiz buçuk gibi Bahçeli'de Seven adlı yere gittik. Biraz da orada oturduktan sonra ben 11 gibi yurda döndüm. Şu an saat 00.48. Uykum yok ama yarın okul var. Yine asacağım galiba. Olsun.