Vallahi oh be!
Hem de ne oh!
Sınıfımı geçtim. Çok şükür ki geçtim. Ağlamalar, dersin başında boyun tutulmaları, içilen litrelerce kahve, stresten deli gibi dökülen saçlar derken bu işten -kısmen- alnımın akıyla çıkarak üçüncü sınıfı tamamladım. Kısmen diyorum çünkü neredeyse kalarak geçtim, sınırdan. Yaşadığım kalp çarpıntılarının haddi hesabı yok.
Şimdi evdeyim, geleli 3 gün oldu.
Madalyonun bir yüzü bu..
Diğer yandan..
Sıkıcı bir tatil beni bekliyor. Neyse, bunu pek düşünmemeye çalışıyorum.
***
Otobüste gelirken başrolünde Joseph Gordon Levitt'in oynadığı Premium Rush isimli filmi izledim.Konusu sokaklarda gezen bisikletli kuryelerle ilgili. Film bol bol aksiyon içeriyor, bunun dışında pek de bir olayı yok. İşte önemli bir paketin arkasından kaçmaca kovalamaca. Esas oğlanımız Joseph'cim bol bol bisiklet sürerken görülebilir. Kendisi çok sempatik. Kötü adamımız Michael Shannon ise rolünü iyi yapmış olacak ki ona kızarken empati de kuruyorsun.
Başta sevmemiş olsam da yolculukta sıkılmamamı sağladı. Aksiyon ve bisiklet sevenler için hoş ama boş bir film diyebilirim.
Yaz boyu ne seyredersem yazmaya gayret edeceğim, bakalım:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder