Milli'ye gittim, birkaç saat çalıştım. Sonra uykum geldi, kitabı okumaya başladım. Ve başlamamla bitirmem bir oldu.
Kitabın baş karakteri İlhami bundan üç sene önce çocuklarından birini kaybetmiş bir yayınevi sahibi. Maddi durumu iyi, karısı da uzun tedavilerin ardından yeni yeni kendine gelmekte. Ve fakat uzun yıllardır süregelen bunalımlar neticesinde birbirlerinden uzaklaşmışlar. İlhami de sarhoş olduğu bir gün ortağı Handan'la yatıyor. Böylece bir hatalar zinciri başlamış oluyor. Handan'ı sevmiyor aslında, zaten kısa sürede bitiyor bu seks arkadaşlığı. Esas olay yayınevinde çalışan Bora ile başlıyor. Bora yayınevinin sessiz sakin, kendi halinde, çalışkan grafikeri. Bir gün İlhami Bora ile bir iş seyahatine çıkıyor ve olanlar oluyor. Bu ikili aşk yaşamaya başlıyor. Bence kitapta buradan sonrası tepetaklak gidiyor.
Kadınları seven, gayet de heteroseksüel olan İlhami'nin bir gecede böyle değişim geçirmesi bence olmamış. Adım adım gidilse, yavaş yavaş verilse tamam ama bir anda, bir gecede sadece bir öpüşle her şeyin gelişmesi; hele ki İlhami'nin ısrarla daha önce hiç böyle bir deneyim ve haz yaşamadığını ısrarla dile getirmesi hiç gerçekçi değil. Zaten Bora da çok saçma biri gibi yansıtılmış. Doğu'da bir ilde yaşayan, küçükken tarikatte tecavüze uğrayan Bora(esasen Bedri), askerden sonra kendine sahte kimlik yapıyor ve evden kaçıyor.
Ve Bora kitapta paragöz ve açgözlü, İlhami'yi sürekli sömürüyor. İlhami ona sürekli hediyeler alıyor, bildiğin metres yani. Bence bu hoş değil. Bora'nın gay oluş şekli de. Bilmiyorum, bir homofobiklik var sanki.
Arada yapılan siyasi eleştiriler hoştu tabi.
Neyse, kitabı bir çırpıda okudum ama o kadar beğenmedim. Tabi ki bu, Ayşe Kulin'in diğer kitaplarını okuma isteğimi söndürmedi.
Bu arada HOT bittikten sonra boşluğa düştüm, kafam hep dağınık. Haftasonu ders açısından pek verimli geçmedi, huzursuzum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder